Overthinking (Aşırı Düşünmek) Ne Demek?









Aşırı düşünme (overthinking), bir konu üzerinde gereğinden fazla ve yoğun bir şekilde kafa yormak, bu durumun kişinin ruh halini, karar verme süreçlerini ve dikkatini olumsuz yönde etkileyecek seviyeye ulaşması olarak tanımlanabilir. Aşırı düşünen kişiler, bir olay ya da durum hakkında ne kadar çok düşünüp analiz ederlerse o kadar doğru ya da etkili bir çözüm bulacaklarını zannedebilirler.

Zihnimiz her an sayısız fikir üretir ve bu fikirler arasında gezinirken iç sesimiz sürekli olarak devrede olabilir. Ancak bu içsel diyaloğun kontrolden çıkarak gereğinden fazla zaman, enerji ve dikkat tüketmesi, aşırı düşünmenin işareti olabilir.

Eğer bir sohbet sırasında karşınızdaki kişinin söylediklerinden çok, ne yanıt vereceğinizi ya da nasıl tepki göstereceğinizi düşünüyor ve bu yüzden konuşmaya tam anlamıyla odaklanamıyorsanız; geçmişte yaşadığınız olayları zihninizde tekrar tekrar canlandırıyor ve sürekli geçmişin izlerinde kayboluyorsanız ya da gelecekte olabilecek kötü senaryolar üzerine yoğunlaşarak kaygı hissediyorsanız, siz de aşırı düşünme eğiliminde olabilirsiniz.

Aşırı ve kontrolsüz düşünme hali, günlük hayattaki basit ihtiyaçlarımızdan karmaşık kararlarımıza kadar pek çok alanda etkili olabilir. Halk arasında “aşırı düşünme hastalığı” olarak da adlandırılan bu durum, uzun vadede hem zihinsel hem de fiziksel sağlığımızı tehdit edebilir. Peki düşüncelerimiz ne zaman aşırıya kaçar? Aşırı düşünmenin psikolojik etkileri neler olabilir? Bu soruların yanıtları daha sağlıklı bir zihin için oldukça önemlidir.

Aşırı Düşünme (Overthinking Sendromu) Belirtileri

Aşırı düşünme (overthinking) sendromunun en yaygın etkilerinden biri uykusuzluktur. Araştırmalar zihnin sürekli olarak bir fikirden diğerine atlaması nedeniyle uykuya dalmanın zorlaşabileceğini ortaya koymaktadır. Bu durum, yalnızca yaşam kalitesini olumsuz etkilemekle kalmaz aynı zamanda bireyin psikolojik sağlığını da derinden sarsabilir. Özellikle anksiyete ve depresyon gibi ruhsal rahatsızlıklarda, yoğun ve sürekli düşünce döngülerine sıkça rastlanır.

Çalışmalar, aşırı düşünmenin psikolojik rahatsızlıkların hem bir nedeni hem de sonucu olabileceğini göstermektedir. Örneğin sınav kaygısı yaşayan bir öğrenci, bu sürekli sınav üzerine düşünür. Ancak bu aşırı düşünme hali kaygısını daha da şiddetlendirebilir, bir kısır döngü yaratarak durumun daha da kötüleşmesine neden olur.








Eğer sürekli yoğun bir düşünce hali içerisinde olduğunuzu hissediyor ve bir overthinker olduğunuzdan şüpheleniyorsanız aşağıdaki belirtileri gözlemleyebilirsiniz:

  • Sürekli bir endişe ve kaygı durumu
  • Olumsuz senaryolara gereğinden fazla odaklanma
  • Rahatlamakta zorluk çekme
  • Gelecekteki belirsizliklere karşı tahammülsüzlük
  • Geçmiş ya da gelecekle aşırı meşgul olma
  • Karar vermekte zorlanma
  • Sürekli yorgunluk hissi
  • Uykuya dalmakta güçlük çekme
  • Düşüncelerin kontrolünü kaybettiğini hissetme

Eğer sizlerden bu belirtilerden birkaçını yaşıyorsanız bu durum zihinsel ve duygusal sağlığınızı etkiliyor olabilir. Uzun vadede etkilerini hafifletmek için profesyonel destek almak ya da farkındalık geliştirme yöntemlerini denemek faydalı olabilir.






Overthinking Nasıl Aşılır?

Aşırı düşünme alışkanlığını yenmek, farkındalığı artırarak ve günlük rutinlerinizde bilinçli değişiklikler yaparak mümkündür. Pek çok insanın mücadele ettiği bu durumu kontrol altına almak için mindfulness (anda kalma) egzersizleri, fiziksel aktiviteler ve etkili zaman yönetimi gibi yöntemlerden faydalanabilirsiniz. Bunun yanı sıra psikoterapi desteğiyle olumsuz düşünce kalıplarını fark edip bu kalıpları daha sağlıklı düşüncelerle değiştirmek de oldukça etkili bir çözüm yoludur.

1. Düşüncelerinizi Somutlaştırın

Aşırı düşünme genellikle varsayımlara dayanır ve kaygıyı artıran bir döngü yaratabilir. Fakat bu düşüncelerin her zaman gerçeği yansıtmadığını fark edebilmek, onlarla daha kolay şekilde başa çıkmayı sağlar. Düşüncelerinizi somut hale getirmek için bir liste oluşturabilir ve kafanızdaki karmaşayı yazıya dökebilirsiniz. Bu, düşüncelerinizin gerçekçiliğini değerlendirme ve abartılı ya da geçersiz kaygıları fark etme fırsatı sunar.

Örneğin topluluk önünde konuşmaktan korkuyor ve insanların sizinle alay edeceğini düşünüyorsanız bu korkuyu tetikleyen nedenleri yazın. Yazdıklarınızı gözden geçirdiğinizde bu varsayımların gerçeklikle ne kadar örtüştüğünü sorgulayabilirsiniz. Böylece düşüncelerinizin yalnızca birer varsayım olduğunu anlamanız kolaylaşır.

2. Düşüncelerinize Zaman Sınırlaması Getirin

Olumsuz düşüncelerinizi belirli bir zamana erteleyerek onların üzerinizdeki etkisini azaltabilirsiniz. Kendinize “düşünme saati” belirlemek, kaygılı düşünceleri kontrol altına almanın etkili bir yoludur.

Diyelim ki üzerinde çalışmanız gereken bir yazı var, ancak zihniniz sürekli geçmiş olaylarla meşgul. Bu yöntemle beyninize “Bu düşünceleri düşünme saatine saklamalıyım” mesajını gönderirsiniz. Böylece o anki görevinize odaklanabilir ve düşüncelerle meşgul olacağınız zamanı kısıtlayarak daha verimli çalışabilirsiniz.

Aşırı düşünmeyi kontrol altına almak zaman alabilir ancak bu yöntemlerle düşünceleriniz üzerinde daha fazla kontrol sağlamanız mümkün. Düzenli bir şekilde pratik yaparak, bu alışkanlığı kırabilirsiniz.

3. Çözüme Odaklanın

Pek çok insan aşırı düşündüğünün farkında olsa da, bu farkındalık bazen kaygıyı daha da artırabilir. Ancak geçmişte alınan kararlar üzerinde sürekli durup pişmanlık duymanın bir çözüm getirmediğini anlamak, sağlıklı bir düşünce biçiminin ilk adımıdır.

Geçmişe dair, “Eğer böyle olmasaydı ne olurdu?” ya da “Farklı bir yol izleseydim daha mı iyi olurdu?” gibi sorularla zihninizi meşgul etmek, sizi aşırı düşünmenin kısır döngüsü içine hapsedebilir. Bunun yerine içinde bulunduğunuz anın farkına varıp ileriye dönük çözüm odaklı bir yaklaşım geliştirmek hem zihinsel hem de duygusal olarak sizi daha güçlü kılacaktır.

4. Düşüncelerinizi Aktivitelerle Dönüştürün

Zihninizi sürekli meşgul eden ve enerjinizi tüketen düşüncelere ara verip, keyif aldığınız bir aktiviteye yönelmek, olumsuz düşünceleri hafifletmekte oldukça etkili olabilir. Örneğin kitap okumak, dans etmek, müzik dinlemek, bir enstrüman çalmak veya sevdiğiniz bir sporla uğraşmak zihninizi dinlendirmenin harika yollarıdır.

Sevdiğiniz bir hobiye zaman ayırarak zihinsel yoğunluğu azaltabilir ve kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz. Bu, düşüncelerinizi yeniden düzenlemenize ve hayatınıza daha pozitif bir enerji katmanıza yardımcı olur.

Aşırı Düşünme ve Takıntılı Düşünceler

Eğer aşırı düşünme alışkanlığınız kontrol edilemeyecek bir hale geldiyse bu durum takıntı hastalığı olarak bilinen Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) seviyesine ulaşabilir. Düşüncelerinizin takıntı boyutuna ulaşıp ulaşmadığını değerlendirmek adına daha fazla bilgi edinmek veya destek almak için profesyonel bir uzmana başvurabilirsiniz. Örneğin, Hiwell Online Terapi gibi platformlardan bir klinik psikologla görüşerek bu konuda destek alabilirsiniz.

Unutmayın, aşırı düşünmenin üstesinden gelmek mümkün ve bu süreçte atacağınız her adım zihinsel sağlığınıza yapacağınız değerli bir yatırımdır.

Yorum Gönder

1 Yorumlar